Yaz mevsimi gelince, hayaller de plajlara yakınlaşıyor. Planlar yapılıyor, çalışan kesim heyecan içinde izin günlerinin gelmesini bekliyor. Sahillerde yaşanabilecek çok fazla keyif var; bunlardan biri de dalgaların sesi eşliğinde katmer yemek. Yanlış okumadınız; plajda ne yenir listelerini zorladığımın gayet farkındayım ama bence tatil için yapılan o kadar sporun bir ödülü olmalı. La Plaj'da farklı tatlıları deneyebilirsiniz.

LA PLAJ'IN BAŞARI SIRRI
Hazır söz La Plaj'a gelmişken, mekanla ilgili çok önemli bir gelişmeden size bahsedeyim(!)
Hadise, Bodrum'da ablası Hülya Açıkgöz'ün sahibi olduğu beach'e gitmediği için eleştiriliyormuş. Belli ki, yıkıcı eleştiri hastaları, eleştirecek bir şey bulamadıkları için ağır depresyonda. Kişisel eksikliklerden kaynaklı bu hastalık, şu günlerde plaj plaj gezenler arasında 'Kim, nereye gitmemiş' söylemleriyle iş başında. Bırakalım artık eleştiriyi, biraz güzel şeyleri de görelim ne dersiniz?
Mesela; Hülya Açıkgöz'ün sahibi olduğu mekanda her şeyiyle tek tek ilgilenmesini, annesi Gülnihal Açıkgöz'ün her çalışanı evladı gibi sarılıp öpmesini, işletmeci Candan Topdemir'in her soruna hemen çözüm bulmasını konuşalım. Burada harika bir kadın dayanışması ve harika kadın yönetimi var. Bence başarı da bu yüzden geliyor.

ŞEFİN KANUNLARI VAR
La Plaj'ı diğer beachler'den ayıran mutfağı ve şef Süleyman'ın kanunları... Kanunlardan en çok 'Şefin odasına kendi fikirlerinizle girer, şefin fikirleriyle çıkarsınız' maddesini beğendim. Şef Süleyman, etin ustalarından... Her masadaki müşterileri inceliyor; onların et yerkenki yüz ifadelerine dikkat kesiliyor. Etlerle ilgili en ufak soru işaretinizi hemen yanınıza gelip gideriyor. Diyeceğim o ki, şefin kanun koyanından korkmayın; bir bildiği vardır.